4 Şubat 2016 Perşembe

BENİ ÖZLEMİŞ

Bittim ben uykusuzluktan bu hafta.2-3 gündür Harvey Karp'ın 5 Kural Yöntemini Kayra'ya nasıl uyarladığımı yazmaya çalışıyorum ama kafamı toplayamıyorum.Şu an buraya sadece içimi dökmek için yazıyorum.Zaten pazar akşamı eve döndüğümüzden beri 4 gündür ne bu evi toparlayabildim,ne mutfağı ne de kafamı.

Geceleri hala en az 2 kez ben kalkıyorum,arada Kıvanç'ın kalktıklarını saymıyorum ama asıl fena olan Kayra uyurken de uyuyamıyorum ya da Kıvanç kalktığında ben de uyanmış oluyorum.Sabah 6:30-7'de Kayra güne merhabe dediğinde benim uykusuzluktan gözlerim yanıyor.O günün sonunu bu kadar uykum varken nasıl getireceğimi bilememenin verdiği huzursuzlukla kalkıyorum yataktan.Kahvaltıdan sonra  o uyku halinden eser kalmıyor,açılıyorum.Gün içinde Kayra kısa kısa ya da uzun uzun uyuduğunda hiç uykum olmuyor ve o kadar çok şey yapmak istiyorum ki bazen ne yapacağıma karar verene kadar Kayra uyanmış oluyor.Kitap okumak istiyorum,bloglar arasında gezinmek istiyorum,kendim yazmak istiyorum,aylardır karşımda duran fotoğraf makinesine zaman ayırıp kurcalamak istiyorum.Ama bunların yerine çoğu zaman mutfağı topluyorum,odaları düzenliyorum,döndüğümüzden beri yıka yıka bitmeyen çamaşırları ya asıyorum ya da topluyorum.Bütün bunların arasında bir yerlerde bir an o uykusuzluk beni sıkıştırıyor ama geçiştiriyorum.

Daha doğrusu bugün öğleden sonraya kadar geçiştiriyordum.Bugün de çok güzel geçti aslında o uyku hali beni yakalayıp bırakmayıncaya kadar.Sevgili arkadaşım Pınar gelmişti bugün oğlu dünyalar tatlısı Deniz'le beraber.Pınar harika bir ressamdır,Arda'nın resim öğretmenidir.Atölyesine ilk gittiğim gün duvarlardan birinde Pınar'ın "365 gün 365 melek" adlı projesi için yaptığı meleklere bayılmıştım,çok beğenmiştim.Artık evrene nasıl bir mesaj gönderdiysem o meleklerden biri bugün benim oldu.Nasıl mutlu oldum anlatamam.Sonra uzun uzun sohbet ettik.Çocuklardan,resimlerden,fotoğraflardan,konuştuk.Ne bir yorgunluk ne uykusuzluk hiçbirşey kalmamıştı.

Pınarlar gittikten sonra Kayra'yı uyutmak için emzirme sandalyesinde sallanırken bir an sadece ama sadece uyumak istedim.Bu sefer geçiştirilecek gibi değildi.Kayra'yı yatağa koyar koymaz herşeyi bırakıp 5 dakikalığına da olsa uyuyacaktım.Kayra'yı tam 5 kez yatağına bıraktım hepsinde de uyandı yeniden kucağıma aldım dalsın diye ama 5.de gözlerini tamamen açtı.Çünkü yine anlamıştı bendeki gerginliği,sabırsızlığı,sınırda olduğumu.Zaten o savaş içinde Arda'nın piyano kurs saati de gelmişti,çıktık evden.Kıvanç'ı aradım,umutsuzca "Benim acil uyumam lazım,n'olur gel,bugünü bitiremeyeceğim."dedim.Hiç ummuyordum ama gerçekten de geldi."Tamam,süper,en az 2 saat uyurum ben"dedim.Peki ne oldu?Kayra'yı ona verdim,ben uzandım,sadece 20 dakika uyudum,uyandım ve sonra uyuyamadım.O 20 dakikalık uykuya dalmak için de oldukça çaba sarfettim.Kayra'nın huyları bana geçti sanırım,beni de kendine benzetti.Aşırı yorgunluktan uyuyamıyorum aslında çok net.

Ama az önce ,ben bu yazıyı yazarken uykulu gözlerle,Arda arkamda Star Wars izlerken,ortada hiçbir şey yokken benim canımın içi bana dedi ki:

"Anne,bugün kursa giderken arabadan inip merdivenin ilk basamağına bastığımda seni çok özledim."

Bittim ben bu cümleye yaaa.Ciddi miydi?Özlemiş olabilir miydi?Bilmiyorum.Çünkü okul tatil,birbirimizi de yiyoruz arada bol bol.Bir de televizyon izleme saatini biraz geçmişti.O yüzden kur da yapıyor olabilirdi ama cümle çok güzeldi.Ben de baya paranoyağım bu arada farkedildiyse.8  yaşındaki çocuğun sevgi sözcüklerinin içinden mana çıkarmaya çalışıyorum.Uykusuzluk beni bu hale getirdi?

  Sevgiler...

Not:Star Wars'ta Arda'nın bana kurduğu cümle gibi bir replik olabilir mi?Çünkü duyduğunda ilginç gelen cümleleri arada kullanır öyle bizimki.Belki de gerçekten özlemiştir.Ben gidip yatsam iyi olucak...

4 yorum:

  1. O kadar tanıdık ki..

    Ben bir dönem uykusuzluğu bir aksesuar, bir takı gibi kabul edip, onu kendimin vazgeçilmez parçası bellemiştim. Onu seviyordum, sayıyordum. Ne isterler hazretleri? Hmm müzik sever, kahve sever- müzik lütfen grunge olsun, kahvem de sek.

    Sabırsızlık yapmak aklıma bile gelmemişti çünkü teslim olmuştum ben o düzene.

    Aslında bizimki uykularında düzenliydi doğduğundan beri. Ama dönem dönem uykusuz bıraktığı, gelişiminin mecbur kıldığı süreçleri oluyordu tabi. Bazen 10 gün hiç uykumu alamadığım oluyordu. Gariptir, ilginç bir neşe de oluyor uykusuzlukta. Bir espiri hali. Bir tür delilik gibi. Kafa güzel.

    Ve yazıda yana yakıla en çok katıldığım kısım da.. Şu bir türlü uyuyamama. Yorgunluktan bir türlü durduramıyordum kendimi. Uykuya dalabilmek için uzun uzun odaklanmam gerekiyordu. Çoğunlukla da Doğu'nun uyku süresi sona eriyordu. Ha ama sonra bir ara şu oldu. Baş dönmesi başladı. Hep uykusuz kalmaktan ve gün içinde robot gibi durmaksızın çalışmaktan yoğun baş dönmelerim oldu. Acillik olduğumu bile hatırlarım. Geçti tabi artık.

    Hey gidi.

    Ama bu süreçler cidden bitiyooor, geçiyor, halloluyooor. Zaten deneyimin var, benden daha iyi biliyorsundur sıradaki durakları : ))

    Çok güzel bir duygudur eminim, yavrundan özlemekle ilgili öyle bir cümle duymak.Star Wars'u çok izledim, sanmam ordan aldığı bir replik olsun. Belki ilham gelmiştir sadece.

    Çok sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya işte benim uykusuzluğu kabullenme sürecim çok ağır geçti,benimsiyemedim ben senin gibi.Kayra'nın uykusu takıntı haline geldi.O uyuduğunda uyumaya çalışsam bile sürekli ha uyandı ha uyancak derken mümkün değil uyuyamıyorum.Dediğin gibi uykuya dalmak ciddi konsantrasyon gerektiren extra bir iş oluyor çoğu zaman.Bazen kendi kendime terapi yapmaya başlıyorum."Bırak uyansın,en kötü ne olabilir ki falan demeye başlıyorum.":)))Arda'ya gelince o acayip bir çocuk. Babasıyla beni karşısına alır neden kızgın,üzgün,mutlu olduğunu neden-sonuç ilişkisiyle çatır çatır sana anlatır,ne yapmamız,nasıl davranmamız gerektiğini söyler,içine psikolog kaçmış gibidir.Ben çocuğum,siz böyle yapınca ben böyle hissediyorum der,çıkar işin içinden.Keyiflidir ama bazen gerçekleri yüzüne çarpar,annelik özgüvenini sıfırlar.Birşey istediğinde ya da hata yaptığında da nasıl iyi çocuk olunabileceğini de çok iyi bilen bir oyuncudur aynı zamanda.

      sevgiler:)

      Sil
  2. bence o annesini gerçekten özlemiş ): geçenlerde facete birr ana oğul muhabbetine denk gelmiştim belki görmüşsünüzdür sizde; " annecim, okuldayken pıt pıtlar "annemi özledim, annemi özledim" diyorlar.
    + hangi pıt pıtlar oğlum?
    - kalbimdeki pıtpıtlar."
    .. :)

    YanıtlaSil