8 Ocak 2016 Cuma

SABIRLI,MÜŞFİK,ANAÇ ANNE HALLERİ

  Bir arkadaşım var.Ona nasıl özeniyorum anlatamam.Resmen idolüm.2 oğlu var gayet hareketliler ama kadıncağız sanki bu dünyaya tüm sinirleri alınıp gönderilmiş gibi.Ses tonunda hep aynı sakinlik,aynı dinginlik.O kadar okul aktivitesi oldu,20 tane canavar yeri geldi gittiğimiz yerleri birbirine kattı,anneler çocuklar birbirine girdi(Burda parantez açmak istiyorum çünkü Arda'ya haksızlık yapmak istemiyorum kendisi doğuştan sakin bir çocuk istese de ortalığı birbirne katamıyor ha bazen çok güzel kattırıyor o ayrı)ama arkadaşımın ses tonunda bir gram yükselme,alçalma,hafif bir değişiklik olmadı.Evde de böyleymiş hiç bağırmazmış,bağıramazmış,hiç hem de.Hep aynı sakinlikte.Birgün çok sinirlenmiş bağırmayı da bilmiyor bilse de yapamıyor.En sonunda eşi demişki"Git bir balkonda falan bağırmaya çalış boşluğa,çok kötü gözüküyorsun,birşey olucak sana."Nasıl yapıyorsun?" dedim birgün.Çünkü ben bazen kendi sesimden ürküyorum."Bilmiyorum ki"dedi."Onları ben isteyerek bu dünyaya getirdim,kızmanın hakkım olmadığını düşünüyorum,çünkü onları ben istedim."E ben de istedim benim minik adamlarımı dünyaya getirmek.Ben niye bazen ürkütücü derecede çığırıyorum.
  
    Zaten doğuştan sabır eşiğim düşük.Bir de üstüne yorgunluk,uykusuzluk eklenince herbişeylere sinirleniyorum.Dünyanın sonu gelmiş gibi tepkiler verme falan feci durumdayım.Bazen diyorum ki aslında bir kere 6 saat uyusam düzeleceğim.Sanki yenilecekmişim gibi geliyor ama ne mümkün.Heralde 5 aydır en uzun uykum maksimum 3 saattir o da haftada 1-2 keredir.Genelde 1 saat veya 2 saatte bir kalkıyorum.Asıl dinlenecğim derin uykuya geçemiyorum.Kendimi sürekli uykulu hissetmiyorum ama gerginim,sinirliyim,farklıyım normalden bunu çok net hissediyorum.

  Dün Arda okuldan geldi.Servis ablasına dedim ki zili çalmasın,ben kapıyı açıcam,kardeşi uyuyor.Kayra da yine tüm gün kısa kısa birkaç uyku uyudu ve eğer 4.30 da kalkarsa gece uyku saati ile şekerleme saati birbirine giricek.Ya 6-6.30 arası kısa bir uyku uyutacağım ve gece çok geç yatıcak ya da 6 dan sonra çok huysuzlanıcak ama uyutmayacağım,kucağımda hoplatıp zıplatıp gezdiricem,7.30- 8 arası normal uykusuna yatırıcağım ama bu ihtimali tüm günün yorgunluğundan dolayı hiç gözüm kesmiyor.Yani öööyle kritik bir zaman dilimindeyiz,evde saatli bomba olsa ancak o kadar gerilir normal bir insan.Bir 40-45 daha uyuması gerekiyor gezegenin kurtulması için Kayra'nın.Bütün bu gerginlikte Arda içeri girer girmez bir çocuk olduğu için bağırarak birşey anlatmaya başladı ve Kayra da gözünü açtı.Belki Kayra gözünü zaten açıcaktı Arda'ya niye kızıyorumki bağırarak konuştu diye.Çocuk o konuşucak tabi,gününü bana anlatıcak,heyecanlanıcak,eve gelmiş koskoca yorucu günün ardından.Çocuğu geleceğine gelmeyeceğine pişman etmek de ne oluyor Allah aşkına.Aslında şöyle olsaydı Kayra o gün 2 saat uyusaydı,ben o sırada dinlenseydim.Sonra Kayra tekrar uyuduğunda tüm bunlar olsaydı ben hiç tepki vermiyecektim.Ya da belki biraz sitem edicektim.Ama Kayra uyandı insanlığın da sonu geldi gibi davranmıyacaktım.Canımın içinin suratıda öyle asılmayacaktı,kendimi de berbat ötesi bir anne gibi hissetmiyecektim.Yani sadece biraz uyusaydım ben farklı bir anne olucaktım.Çünkü oluyor öyle zamanlar da,daha dinlenmiş olduğumda,kendime bir saat ayırabildiğim günlerde herşey çok daha kolay oluyor.Ama tabi önemli olan o çok bunaltıcı günün ardından ne kadar sağlam ayakta kalabildiğin.İşte ben o annelere bayılıyorum.Gerçekten tanıdığım birkaç anne var öyle kaya gibi sağlamlar,herşeyi makul karşılıyorlar falan.

   Ben bu süper sabırlı,müşfik,anaç anne hallerini beceremiyorum.Bazen stresi yönetemiyorum.Sonra da kendimi berbat hissediyorum.Geçen gün Arda'nın okulundaki pedagog süper birşey dedi.Öfke de her duygu gibi doğal,çocuğunuza tabiki bazen kızabilirsiniz ama eğer o sizin sevginizden eminse psikolojisi o an sizin düşündüğünüz kadar etkilenmez.Ama bu açıklama benim içimi rahatlatmıyor.Bence ses yükseltmek,öfkelenmek falan çok üzücü,çaresizlik belirtisi hele ki dün hiç hakketmemişti.Bu konuşmadan çok önce birgün ona demiştim ki"Sana en çok kızdığım an bile bil ki seni bu dünyada herşeyden daha çok seviyorum ve hiç kimse seni bu dünyada benim kadar sevemez,çünkü sen bizim çocuğumuzsun."Ama işte bence sözler boş,uygulamada sınıfı geçmek şart.
Ve ben bu aralar uykusuzluktan dolayı sınıfta kalmak üzereyim.Bu da hiçbir şekilde bahane olamaz...

   

4 yorum:

  1. okadar iyi anlıyorum ki :) 2,5 yıldır uykusuz gezen bir anne olarak herşeye alıştım diyebilirim sizin biraz daha yolunuz var 2 çocuklu hayat zamanla oturuyor ve zamanla uykusuzluğa, 2 çocukla koşturmaya, sabır taşı olmaya herşeye alışıyor insan ;) bloğunuzu yeni keşfettim kucak dolusu sevgiler gönderiyorum ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gülşah Önen:)))ben sizi uzun süredir takip ediyorum. Hoşgeldiniz bloguma,cok mutlu oldum.yeni başladım blog yazmaya,yazmak iyi geliyor bazen bunu keşfettim. 2 çocuklu hayatta yolun başındayim , birgün sabir taşı olabilmekse en büyük hayalim...sevgiler:)))

      Sil
  2. ah o uykusuzluk yok mu..ben henüz tek çocuklu bir anneyim .. evlendiğim ilk zamanlar ve bekarken kendim tekim bir manim olmazsa kesinlikle tek çocuk istemiyorum en az 2 hatta belki 3 4 diyordum..cahillik işte :)) ben tek çocukla baş edemiyorum. hatta tek çocuk ev iş başa çıkamıyorum. bir çocuk daha.. başarabilen annelerin önünde saygıyla eğiliyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Var ya ben de 2 çocuğun arasında neredeyse 8 yaş fark var diye idare ediyorum.2-3 hatta 4 yaş farkta bile kesin kafayı yerdim.Hiç keşke daha önce olsaymış 2. demiyorum.İyi böyle:))

      Sil